28 Ocak 2013 Pazartesi

Mendilleri Hazırlayın!

Nerde izlediğinizden bağımsız olarak hüngür hüngür ağladığınız bir film oldu mu? Duygusal bir insanın en büyük handikaplarından biridir, duygulu bir filmi yalnız değilken izlemek. Gariptir her insan ağlamaktan az da olsa utanır. Dolu dolu gözler başka yöne çevrilir, öksürülür, komik birşeyler söylenir ya da direk kalkıp gidenler vardır. Bana çoğunlukla duygusal aile filmlerinde olur. Ne kadar saklanabildim bilemiyorum fakat geçenlerde sinemada İmkansız(The Imposible)'ı izlerken olan tam da budur. Sizlerden de, gerçek hayat hikayelerini anlatan duygusal filmleri sevenler olabilir diye düşündüm. Evet efendim sizin için derledim. Mümkünse bir kenarda Selpak Sensitive/Losyonlu'nuzu hazır tutun.


İmkansız (The Imposible-2012). Bir ailenin, 2004 yılında Asya'nın güneydoğusunu vuran Tsunami felaketi sonucu yaşadıklarını anlatıyor. Film beş kişilik ailenin birbirlerini yitirişini ve umutsuzca arayışlarını anlatırken, felaketin yaşattığı sefaleti de gözler önüne seriyor. Başrollerini  Naomi Watts ve Ewan McGregor'un oynadığını belirtmeliyim. Çiftin birlikte dinamiklerini Gitme (Stay-2005) filminden hatırlayanlar, bu filmde çok daha fazlasını bulacaklar. Gerçek olaylardan uyarlanan hikayeler, çok daha saf bir duygusallığa sahip oluyor. Çocuk oyuncuların da bu hikayede büyük payı olduğuna inanıyorum, bizzatsa ailenin büyük oğulları Lucas'ı canlandıran Tom Holland. Naomi Watts'ın da oyunculuğuyla 2013 Oscar'ında En İyi Kadın Oyuncu dalında aday olduğunu hatırlatayım. Kendisinin 2013'de yıldızının ışıl ışıl olacağı kesin, beklenen bir sürü filmi var.  Onları bekleyedururken, İmkansız'ı ailenin en zor anda bile hatırdan hiç çıkmadığını hatırlamak için izleyiniz efendim.


Kız Kardeşimin Hikayesi (My Sister's Keeper-2009). Kanserle savaşan ablasını hayatta tutmak için yıllardır ailesi tarafından bağışçı olarak kullanılan 11 yaşındaki Anna, bunu sona erdirmek için bir avukat tutar. Mahkeme sürerken ablasının hastalığı da ilerlemeye devam etmektedir. 2000'li yılların en duygusal filmlerinden birisi My Sister's Keeper. Bir ailenin çağın hastalığıyla mücadelesinin de öyle olmasını beklersiniz zaten. Önemli olan da hakkını vermesi sanıyorum ki IMDB puanı 7.3. Cameron Diaz'da dahil olmak üzere oyuncuları iyi işler başarmışlar. Özellikle film için saçını kazıtan Sofia Vassilieva'nın oyunculuğunun ışıl ışıl parladığını söylemeliyim. Bazen sevdiklerimiz için en iyisinin bizim pek de istemediğimiz bir seçenek olduğunu gösteren bir film Kız Kardeşimin Hikayesi. İzlerseniz eminim duygu seline kapılacaksınız.



Okyanus Kadar Derin (The Deep End of the Ocean-1999). Cappadora ailesinin ortanca çocuklarının kaybolması üzerine yaşadıklarını anlatan filmdir. Ailenin hayatı kaybolma olayı üzerine geri dönülemez bir şekilde değişir. Olayın duygusal boyutuna değinmemin gereği yoktur sanıyorum ki. Başrol oyuncusunun da Michelle Pfeiffer olduğunu belirtirsem, sanıyorum ki izleme adına daha istekli olursunuz. İzlenmesi gereken aile filmlerinden birisi, Okyanus Kadar Derin. Hem aile sevgisinin hem de kaybedildiğinde düşülen boşluğun büyüklüğünü anlatıyor.


Omuz Omuza (Stepmom-1998). İki çocuk ve birbirinden hiç de hoşlanmayan iki kadın. Anne ve üvey anne. Genellikle bu dörtlünün bir araya gelip mutlu bir tablo sergilemesini beklemezsiniz. Tam da düşündüğünüz kıvamda giden ilişkiler, çocukların öz annelerinin ölümcül bir hastalığa yakalanmasıyla tamamen değişir. Başrolünü Susan Sarandon ve Julia Roberts'in oynadığı dram içinde günlük komedi öğeleri de barındırıyor. Aslına bakarsanız herşey tam da gerçek hayattan beklediğiniz gibi gelişiyor. Susan Sarandon'un filmdeki rolüyle zamanında Altın Küre adayı olduğunu belirtelim. Oyuncuları da böyle iyi seçilmişken izlemenizi öneririm.



Umudunu Kaybetme (The Pursuit of Happyness-2006). Bir babanın oğluyla hayatta kalma mücadelesini anlatıyor film. Will Smith'in gerçek oğluyla rol aldığı bu filmle, oyuncunun her tür filmde başarılı olabileceğini birkez daha görmüş oluyoruz. Will Smith'in performansıyla Oscar da dahil birçok ödüle aday olduğunu da belirtelim. Fazla söze gerek olmayan, izlendiğinde size gerekeni fazlasıyla verecek bir film. Benden tavsiye edilir.


Marley ve Ben (Marley & Me-2008). Evcil hayvanlarını ailesinin üyesi olarak kabul eden milyonlar yaşıyor dünya üzerinde. Anlamak ya da hatırlamak adına bu filmi herkes izlemeli. Marley yaramaz ötesi fakat sevimliliğiyle her şeyi unutturan bir köpek. Her şeyi derken izlerseniz göreceğiniz üzere yapmadığı yaramazlık kalmıyor. Şu görseldeki tatlılığa ve yaptığı yaramazlığa bakarsanız, tehlikenin farkına varırsınız sanıyorum. En az onla beraber yaşayan aile kadar, siz de sonunda ailenin bir ferdi olarak görüyorsunuz. İçinde komedi barındırdığı kadar duygusal da olan bu film, görülmesi gerekenler listemde sağlam bir yerde. Oyuncularının da Owen Wilson ve Jennifer Aniston olduğunu ekleyelim.

Umuyorum listeyi beğenirsiniz. Tabii uyarımı yapmadan geçmek istemem, sakın ola aynı günde izleyeyim demeyiniz bu filmleri. Birer birer. Sakin sakin.

Yine beklerim...

1 yorum:

  1. Canım, yine harika bir yazı. Bayıldım. Filmlerin çoğunu seyrettim. Diğer ikisini de en kısa zamanda seyredeceğim. Kalemine sağlık. Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil